Yüz yıllardır, kavimlerden milletlere, kıtalardan ülkelere, çağlardan beridir oyun her dönem var olmuş ve çocukların etkinliği olarak görülmektedir. Kültürden kültüre oyunlar değişiklik göstermiştir. Oyun terapisinin bu denli çeşitli olmasının sebebini de yine oyunun evrensel diline bağlaya bilebiliriz. Hangi dilde olursa olsun bir çocukla oyun oynayabilir, oyunu bir iletişim aracı olarak kullanabilirsiniz. Hatta oyun o denli hayatımızdadır ki, günümüzde yetişkinler bile oyun oynamadan duramazlar. Yetişkinlerin bu denli oyun oynama isteği sanırım dinamik açıdan iyileştirici, rahatlatıcı yönünden gelmektedir. Oyun neden mi bu denli iyileştiricidir; çocuk oyunun içinde günlük yaşamda üstesinden gelemediği, zorlandığı durumları oyunun içinde yeniden oynar ve kendisi için bu problemi yeniden canlandırarak ortadan kaldırmaya kendisi için silikleştirmeye, çözümlemeye çalışır. Günümüzde bir toplumun sağlıklı oluşunu çocukların ne denli oyun oynadıklarına bakarak görebilirsiniz. Oyun oynamayan çocuklar daha içine kapanık, sorunların üstesinden gelemeyen, öz güveni düşük, okul uyum problemleri geliştiren, grup dinamiğinden yoksun, paylaşımı bilmeyen, yemek yeme, alt ıslatma, dürtü kontrolü olmayan kişilikler olabileceği söylenebilir. Dinamik açıdan isterseniz ele alın ister başka bir ekolden alın durumu, bilim adamlarının ilk incelediği çocuklar olmuştur. Şuan günümüzde yetişkin psikoterapi ekolleri nedenli revaçtaysa oyun terapisi gibi çocuklara uygulanan diğer terapi ekolleri de hayli gelişkin ve uygulanabilir seviyeye gelmiştir. Bunun sebebi yetişkinlikte meydana gelen, ortaya çıkan psikopatolojilerin temelinde çocuklukta gelişen sorunlar gelmektedir. Söz konusu çocuklarda bu denli önemli olan bu evrelerin içinde yaşanılacak fiksesyonlar gelecekte çocukları etkilemekte, bu etkilemek bazen kişilik bozukluklarına, bazen psikotik bir duruma ve bazen de nevrotik bir duruma evrilmektedir. Özellikle bu evrelerin birinde fikse olan çocuklar diğer evrelerde bu sorunlarını taşımakta ve yetişkinlik dönemde çözülemeyen sorunlar hayatın gerçekliği karşısında kişinin tekrardan karşısına çıkmaktadır. Çocuklarımız bizim yanımızda güvendedir evet ama gerçek hayatla yüzleştiklerinde hayatın içindekiler bizler kadar merhametli olamadığı biz yetişkinlerin deneyimlediği bir durumdur. Oysa çocuğun kendi çağında onunla kurulacak bağ, çocuğun evreleri arasında geçişinde kendisine yardımcı olabilecek ve bizlerden ayrıldıklarında zorluklar karşısında pısırık kalmalarını değil sorunlarla göğüs göğse çarpışabilecek duruma getirecektir.
Peki her ebeveyn sağlıklı çocuk yetiştirir mi? Bence her ebeveyn bu denli sağlıklı çocuk yetiştirmiş olsaydı, Türkiye’de psikolojik rahatsızlıklar sağlık alanlında bu denli yüksek oranda olmazdı. Günümüzde borderline kişilik örgütlenmesinin ve diğer kişilik örgütlenmelerinin bu kadar yükselişinin, boşanmaların, ilişki kurmadaki zorlanmaların, sürekli eş veya sevgili değiştirmelerin kökeninde yine çocuk yetiştirmede ne denli eksik oluduğumuzu göstermektedir. Bence son zamanlarda sanat camiasında da özellikle film konusunda temel konuların başında psikolojinin gelmesi bile toplumun nereye kaydığını göstermektedir.
Evet her ebeveyn çocuk yetiştirmede usta olmayabilir. Ancak bu ebeveynlerin yardıma koşan oyun terapisinin olduğu unutmamalıdır. Oyun çocuklarda doğal öğrenme alanıdır. Bundan dolayı oyun bizim inanamadığımız kadar çocuğa fayda sağlayan, çocuğu iyileştiren, yaralarını en kısa sürede sarmasına yardımcı olan bir etkinliğe sahiptir.
Çocuklar yetişkinler gibi yüksek bir kelime dağarcığına sahip olmadıklarından ve soyut düşünme yetisi içinde olmadıkları için yaşadıkları zorlukları ifade etmede zorluk yaşadıkları görülmektedir. Oyun çocuklara kendini ifade etme olanağı sağlar.
Çocuklarda oyun terapisi 3-12 yaş arasında uygulanmaktadır. Oyun terapisi daha çok yönlendirilmemiş oyun terapisi ve bilişsel davranışçı oyun tarapisi olarak ikiye ayrıldığı söylenebilmektedir.
Oyun terapisti kimdir?
Oyun terapisti psikolog, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, çocuk gelişim uzmanı ve çocuk psikiyatrisi bölümlerinden mezun kişilerin oyun terapisi almaları ve süpervizyonlarını tamamlamaları üzerine oyun terapisini uygulamada yetkinlik kazanan kişilerdir.
Oyun terapisi kimlere uygulanır?
Oyun terapisi daha çok 3-12 yaş arasında sorunlar yaşayan çocuklara uygulanır.
Oyun terapisinde ebeveynin rolü nedir?
Yönlendirilmemiş oyun terapisinde daha çok çocuk merkezli çalışılmaktadır ancak bazı oyun terapi ekollerinde anne ve babada oyuna dahil edilir veya evde oynamaları sağlanır.
Oyun terapisinde çocukların hangi problemleriyle çalışılmaktadır?
*Boşanma Sürecinde Çocuk
*Alt Islatma, Tırnak Yeme
*Hiperaktif Çocuk ve Dikkat Eksikliği
*Kardeş Kıskançlığı
*Okula gidememe
*Çocuklarda Görülen Davranım Bozuklukları
*Sınav Kaygısı ve Başetme Yolları
*Travma ve yas
*Çocuklar Özgüven Gelişimi
*Okul Başarısızlığı
*Otistik Çocuklarda Görülebilecek Psikolojik Alt Yapılı Sorunlar
*Öğrenme Güçlüğü Yaşayan Çocuklarda Özgüven Problemleri
*Bağlanma sorunları
*Selektif Mutizm gibi rahatsızlıklar başlıca oyun terapisi alanlarıdır.
Oyun terapisinde çocuğun her bir seansı ne kadar sürmektedir?
Oyun terapisinde seanslar 45 dk sürmektedir.
Oyun terapisini çocuk ne kadar zaman gelmelidir?
En az hafta da bir defa olmak üzere çocuğun yaşadığı sorunlarla baş edecek duruma gelinceye kadar çocuk aynı gün ve aynı saatte terapiye getirilmelidir. Bu terapiler bazı zamanlarda hafta da iki defada olabilmektedir. Çocuğun zorluklarına göre yaklaşık bir yıl sürebilmektedir.
Oyun terapisi gelecekte olabilecek bir psikolojik sorunu engeller mi?
Günümüzde birçok kuram özellikle dinamik temelli olan kuramlar, psikolojik sorunları 0-6 yaş arasında oluşan travmatik veya anne ve baba ile ilişkiden kaynaklandığını dile getirmektedir. Örnek verecek olursak Borderline Kişilik Bozukluğu 0-1 yaş oral dönemdeki basitçe anne ile bebek arasındaki bağlanma süreçlerinden kaynaklandığı söylenebilir. Bunun yanı sıra diğer kişilik bozukluğu temelli psikolojik durumlarda yine 0-6 yaş arasındaki yaşanılan problemlerinden kaynaklandığı söylenebilmektedir. Bu yüzden oyun terapisi 3 yaşından yanı çocuğun konuşma kendisini ifade etme düzeyinde olduğu dönemde uygulanmaktadır. Psikolojik sorunlarda aynı diğer fiziksel rahatsızlıklar gibi erken müdahale edilmesi durumunda ileriki durumlarda ortaya çıkacak sorunların giderilebileceği söylenebilir. İşte oyun terapisi de ileriki dönemlerde ortaya çıkacak sorunları ortadan kaldırmak için uygulanan ve bu uygulama esnasında geçerliliği ve güvenirliği sorgulanmış bir dizi yöntem ve uygulamalardan oluşmaktadır. Örneğin obsesif-kompulsif kişilik bozuklarının dayandığı zaman aralığı, çocukların 1,5-3 yaş arasında tuvalet alışkanlığı kazandıkları anal dönemdir. Ebeveynlerin bu dönem içinde çocuklara yaklaşımları çocuklarda çok küçük yaşlarda obsesif- kompulsif edimlere yol açtığı görülmektedir. Oyun terapisi bu sorunları kendi yöntemleriyle çocukta çok daha fazla ilerlemeden ortadan kaldırır.
Oyun terapisi otizm, atipik otizim veya dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi ortadan kaldırır mı?
Oyun terapisi otizm veya dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi durumdaki çocuklarla çalışır ancak bu çalışma çocukların otistik oluşlarını ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Biliyorsunuz otizm veya buna benzer zorluklar yaşayan çocuklar yaşadıkları durum itibariyle çoğu zaman diğer çocuklar tarafından dışlanır veya çevre tarafından sürekli farklı algılanır ve çoğu zaman kötü davranılmaktadır. Maalesef bu davranım şekli dikkat eksikliği veya otizmde çocuklarda performans, anksiyete, kaygı, alt ıslatma, travma, gece korkuları, ağlamalar, özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivitede de özgüven eksikliği gibi sorunlara yol açmaktadır. İşte oyun terapisi bu sorunlarla çalışmaktadır. Günümüzde otizmi iyileştirdiğini idea eden kişiler ortalıkta dolaşmaktadır. Ama gerçek yukarıda anlatıldığı gibidir.
Anaokullarında oyun terapisi yapılmakta mıdır?
Maalesef bir çok anaokulu bu durumu göz ardı etmektedir. Oysa anaokulu öğretmenlerine birkaç teknik öğretilerek çocukların yaşadıkları problemleri atlatmalarını sağlayacak durumlar yaratılabilir. Anaokullarında şuan milli eğitimin verdiği müfredat uygulanmakta ancak ek etkinlikleri de milli eğitim uygun görmesi durumda engellememektedir. Anaokullarında oyun terapisinin zorunlu hale getirilmesi çocuklarımız için gayet iyi olabilecektir.